ERENLE ROPÖRTAJ:
Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada
çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir?
Eren: Benim çocukluk hayalim çok komikti. Ahçı olmaktı. Ama bu çocukluk hayaliydi.
Sonra, ortaokul yıllarına geldiğimizde tabi ki hayalimiz böyle bir grup olmaktı.
gerçekten… Ama proje başladığında da bu kadar tepki alacağımızı çok kısa
zamanda buraya geleceğimizi tahmin etmiyorduk.
Hayatınızın filmi?
Eren: Hayatımın filmi. Büyük Umutlar.
Yeni versiyonu mu?
Eren: Evet.
Sizi tanımakla başlayalım...
Eren: 21 yaşındayım. Ortaokul ve liseyi Mimar Sinan Üniversitesi Klasik Bale Bölümü'nde
okudum. Şimdi de Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Modern Dans
Bölümü'nde öğrenciyim.
Böyle bir vokal grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
Eren: Dört-beş yıldır her hafta cuma günü Cemrelere gidiyorduk. Yabancı kız ve erkek
gruplarının hayranıydık. Özellikle de Back- street Boys'a bayılıyorduk. Onlarla yatıp
kalkıyorduk. Şarkılarını ezberleyip Cemre'nin evinde küçük konserler veriyorduk. O evi
seçmemizin nedeni de Cemre'nin annesinin mesleğinin menajerlik olmasıydı. Onun
annesinin dikkatini çekmek için elimizden geleni yapıyorduk. "Bize albüm yapın" diye
ısrar ediyorduk.
Bale eğitiminden sonra bu tür müzik ile dans etmek zor oldu mu?
Eren: Hayır. Hem klasik hem de modern dans eğitimi almış olmak bizim için avantaj. Bu
yüzden R&B yaparken zorlanmıyoruz. Ama bu tarz dansı daha iyi yapabilmek için
koreograflarla çalıştık. Klibe Candaş Baş'la hazırlanmıştık. Şimdiki koreografımız ise Fulya
Güney.
Hocalarınız ne diyor bu tip bir albüm yapmanıza? Tepki gösterenler var mı?
Eren: Klasik bölümdeki insanların modern şeylere bakış açıları dar. Klasik balenin dışında
pek bir şey yapmamızı istemiyorlar. Biz bir de üstüne R&B albümü yaptık.
GÜLÇİNLE ROPÖRTAJ:
Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada
çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir?
Gülçin: Ya tabi ki düşünüyorduk. Herkesin sen ne olacaksın dedikleri zaman, zaten
mikrofon olarak, her tür silindir şeklindeki eşyayı alıp şarkı söylemeye çalıştığım için böyle
bir hayalim vardı yani.
Hayatınızın filmi?
Gülçin: Hayatımın filmi diyemem.Zaten çok fazla film izlemeyi sevmiyorum. Eren gibi ilgim
yok. Ama dans filmlerini izlemeyi daha çok seviyorum.
En son okuduğunuz kitap?
Gülçin: Ben de en son Da Vinci Şifresi’ni yarıda bıraktım. Sonlarına biraz gelmiştim
bıraktım okumadım.
Neden yarıda bırakılıyor bu kitaplar?
Gülçin: Çünkü vakit yok.
Sizi tanımakla başlayalım...
Gülçin: 20 yaşındayım. Mimar Sinan Üniversitesi'nde bale okuduktan sonra üniversitede
modern dans bölümüne geçtim.
Grubun adı neden Hepsi?
Gülçin: Daha da açarsak; hepsi akademik bale temelli dansçılar, hepsi dans ediyor, hepsi
şarkı söylüyor, hepsi arkadaş, hepsi birlikte büyüdü.
Neden R&B'yi tercih ettiniz? Pop müzik yapmanız belki albüm satışlarınızı daha
yükseltebilecek bir seçenek olurdu.
Gülçin: Yıllardır bu müziği dinliyoruz. Vokal yapmayı seviyoruz ve R&B de bizim vokal
anlayışımızı içeren bir müzik tarzı. Yapmak istediğimiz tek müzik R&B idi. Böylece
Türkiye'deki ilk R&B albümünü de biz yapmış olduk. Çocukluk hayalimiz gerçek oldu.
"Hocalarımızın bizi görmek istediği yer AKM sahnesi, konser sahnesi değil"
Sizin şarkılarınızın Türkçe olmasının dışında diğer R&B parçalarından ne farkı var?
Gülçin: Türk ağırlıklı R&B yapmaya çalıştık. R&B'ye güzel tatlar kattık. Yurtdışında Hint
müziğini bile R&B ile karıştırdılar. Biz de bazı parçalarımızda darbuka, ney ve tef
kullandık. Bir parçamızda da tango ile R&B'yi birleştirdik.
Hocalarınız ne diyor bu tip bir albüm yapmanıza? Tepki gösterenler var mı?
Gülçin: Albüm henüz çıkmadığı için çoğu olayın farkında değil. Açıkçası onların
tepkilerinden korkuyoruz. Klasik bale eğitimi aldıktan sonra böyle bir iş yapmamızı
eleştirebilirler. Onların bizi görmek istedikleri yer konser sahnesi değil, AKM sahnesi
çünkü.
CEMREYLE ROPÖRTAJ:
Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada
çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir?
Cemre: Zaten başından beri bunu istiyordum. Tabi klasik bale okuduğum için yani onda da
sahne almak iyi ama, başından beri bunu istiyordum. Buraya geleceğimizi tahmin ediyor
muyduk derseniz; biraz ukalalık olacak ama, ben ediyordum yani...
En son gittiğiniz film?
Cemre: Angelina Jolie ve Brad Pitt. Ms&Mr Simith.
Hayatınızın filmi?
Cemre: Ya ben, şimdi pek film aklıma gelmedi düşün düşün… Genel olarak Angelina
Jolie izlerim; çoğu filmini seviyorum ben. Hayatımın filmi... ımm... (gülüşmeler) Pek bir şey
aklıma gelmiyor şu anda.
Sizi tanımakla başlayalım...
Cemre: Ben de 20 yaşındayım. Ortaokuldan beri Mimar Sinan Üniversitesi'nde klasik bale
eğitimi alıyorum. Şimdi de ikinci sınıftayım.
Böyle bir vokal grubu kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
Cemre: Annem belki bizim farkımıza varır diye bekleyip durduk. O da sürekli "Daha çok
küçüksünüz. Sabredin" diyordu. Bekledik, oldu. Şimdi menajerliğimizi o yapıyor zaten.
Grubun adı neden Hepsi?
Cemre: Çünkü biz bütünüz.
Çıkış parçanız "Olmaz Oğlan"ın nakaratı "Hiç bana bakma olmaz oğlan / Sen kendine
ısmarlan / Hiç bana bakma olmaz oğlan / Başkasına yuvarlan". Siz de böyle sözler
kullanıyor musunuz muhabbetlerinizde?
Cemre: Aynısı olmasa da bunlara benzer laflar kullanıyoruz. Bu albümde bizim
yaşlarımızdaki genç kızların günlük hayatta kullandığı laflar var. Albümdeki sözlerden pek
çoğu dinledikçe gençlerin ağzına takılabilecek cinsten.
Şu sıralar hangi sanatçıları takip ediyorsunuz?
Cemre: Blue, Jennifer Lopez ve Usher. Onların sadece albümlerini değil kliplerini ve
sahne şovlarını da takip ediyoruz. Bir araya gelip saatlerce konser kaseti izliyoruz. Dans
çalışıyoruz. Albüm için hem şan hem de dans dersi aldık. Okuldan çıkar çıkmaz yine prova
yapıyoruz.
YASEMİNLE ROPÖRTAJ:
Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir?
Yasemin: Benim de mutlaka sahne ile ilgili bir şey olacağı kesindi, çünkü aileden gelen bir
şeydi sonuçta. Tiyatrocu olmayı istiyordum. Ama daha sonra klasik baleye geçince dansçı
olmaya karar verdim. Hep değişti bu fikir ama sonradan şarkıcılıkla dans bir arada olunca
bu gurup kuruldu ve şimdi buradayız. Güzel yani.
En son gittiğiniz film?
Yasemin: Eee ben gittim… (gülüşmeler) Dünyalar Savaşı’na gittim çok güzeldi.
Hayatınızın filmi?
Yasemin: Benim biraz saçma gelecek insanlara ama Armagedon olabilir. Filmin son
sahnesi beni çok etkilemişti. O olabilir.
En son okuduğunuz kitap?
Yasemin: Da Vinci Şifresi.
Sizi tanımakla başlayalım...
Yasemin: 19 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Bale Bölümü'nde ilk
yılım. Ortaokul ve liseyi diğer arkadaşlarım gibi Mimar Sinan Üniversitesi Klasik Bale
Bölümü'nde okudum.
Klipteki ve albüm kapağındaki kıyafetleriniz de tam yabancı kliplerde gördüğümüz R&B
sanatçıları gibi. Günlük hayatta da böyle mi giyiniyorsunuz, yoksa bu pazarlama için
yapılan bir taktik mi?
Yasemin: Tüm kıyafetlerimizi Ümit Ünal hazırlıyor. Günlük hayatta fotoğraflardaki gibi çok
farklı giyinmiyoruz. Gardırobumuz spor kıyafetlerle dolu. Albüm çekimleri için topuklu
ayakkabı giyelim dedik ama yürümeyi beceremedik. Spor ayakkabı yerine topuklu
ayakkabı giyince komik görünüyoruz.
Sizin şarkılarınızın Türkçe olmasının dışında diğer R&B parçalarından ne farkı var?
Yasemin: Albümde R&B altyapısı var ama bizi Türklerin dinleyeceğini unutmadık. Parçaları
ne kadar Batı gırtlağında okumuş olsak da içine Doğu'dan da bir şeyler eklemeyi ihmal
etmedik.
Türkçe albüm tamam. Peki ilerisi için İngilizce bir albüm projesi var mı?
Yasemin: Evet. Bize özgü müzik aletlerini katarak İngilizce R&B albümü yapmak istiyoruz.
Hatta bunun için İngilizce derslerine başladık bile.
BİR OYUN:
Yasemin
Söyleyin bakalım Yasemin'in
Favori Albümün?
Eren: Şebnem Ferah
Cemre: Şebnem Ferah
Gülçin: Şebnem Ferah
Yasemin: 3'te 3!
Diş Fırçası ne renk?
Eren: Beyaz
Cemre: Mavi
Gülçin: Mor
Yasemin: Evet Mor!
En çok görmek istediği ülke?
Eren: Amerika
Cemre: Miami
Gülçin: Viyana- Avusturya
Yasemin: Hawai tabi ki!
En sevdiği yemek?
Eren: Patlıcan
Cemre: Yumurta
Gülçin: Balık Çorbası
Yasemin: Balıklı her şeyi
Hayranı olduğu ünlü?
Eren: Erkek mi?
Gülçin: Kadın mı?
Yasemin: Yok ki!
Gülçin
Söyleyin bakalım Gülçin'in
Olmazsa Olmazı?
Cemre: Ruju
Yasemin: lipstick'leri
Eren: Lipstick'leri
Gülçin: Bingo
En sevdiği dizi?
Cemre: Yok ki! İzlemez O televizyon.
Gülçin: Hayır hayır bir tane var.
Yasemin: Avrupa Yakası
Gülçin: Evet Avrupa Yakası
En sevmediği ders?
Cemre: İnkılap
Yasemin: İnkılap
Eren: İnkılap
Gülçin: Biz genel olarak sevmeyiz inkılabı
En sevmediği yemek?
Cemre: Enginar diyesim geliyor.
Yasemin: Bamya
Eren: Patlıcan
Gülçin: Evet Patlıcan
Cemre
Söyleyiin bakalım Cemre'nin
Favori Dizisi?
Eren: The O.C
Yasemin: Friends
Gülçin: *** and The City
Cemre: Comedy Max'tekilerin hepsi
Olmazsa Olmaz Kıyafeti?
Eren: Küpeleri vardır.
Yasemin: Şapkaları vardır.
Gülçin: Kurtarıcısı çıtçıtlı saçlarıdır.
Cemre:Hepsi Hepsi Hepsi
Peki favori albümü hangisi?
Eren: Mariah Carey'nin son albümü
Yasemin: Mariah Carey
Gülçin: Mariah Carey
Cemre: Bunu bilirler çünkü sürekli dinliyorum...
Fobisi nedir?
Herkes: Por-ta-kal
Cemre: Portakaldan nefret ediyorum, alerjim de var zaten
BİR ROPÖRTAJ:
Hepsi birbirinden güzel dört genç kızdan oluşan Hepsi Grubu ile dopdolu ve sımsıcak bir söyleşi...
Hepsi Grubu
4 Birbirinden güzel ve şirin kız... Bir de güzel sesleri, kıvrak ve şölensel dansları biraraya gelince; seyre doyum olmayan ve ülkemiz müzik tarihinde biraraya gelmiş bayan grupların asla yakalayamamış oldukları bir başarıyı resmediyorlar. Hepsi Grubu, kuruldukları ve ilk şarkılarının namelerini kulaklarımıza mırıldanmaya başladıkları tarihten itibaren geniş kitlelerce beğenilen nadir gruplardan. Ve bu beğenimiz (gerçi tescile ihtiyaç yok) MTV müzik televizyonu tarafından da tescillendi desek yeridir.
İşte size birbirinden güzel dört bayan; “Hepsi” ile sımsıcak bir söyleşi...
Siz klasik sorulardan sıkılıyorsunuz galiba öyle bir duyum aldık. (gülüşmeler)
Soru olarak bagdatcaddesi.net’den soru soran arkadaşlarımız var; onların sorularını ilk önce yanıtlayalım. Sonra sohbet edelim. Sohbet sırasında ilginç bir şeyler buluruz aradan tamam mı?
H.G: Tamam
Siteden sorular: Çocukluğunuzda böyle bir yere geleceğinizi hiç düşünür müydünüz? Yada çocukluğunuzdaki hayalleriniz nelerdir? Tuba Demir sormuş.
Gülçin: Ya tabi ki düşünüyorduk. Herkesin sen ne olacaksın dedikleri zaman, zaten mikrofon olarak, her tür silindir şeklindeki eşyayı alıp şarkı söylemeye çalıştığım için böyle bir hayalim vardı yani.
Eren: Benim çocukluk hayalim çok komikti. Ahçı olmaktı. Ama bu çocukluk hayaliydi. Sonra, ortaokul yıllarına geldiğimizde tabi ki hayalimiz böyle bir grup olmaktı. gerçekten… Ama proje başladığında da bu kadar tepki alacağımızı çok kısa zamanda buraya geleceğimizi tahmin etmiyorduk.
Yasemin: Benim de mutlaka sahne ile ilgili bir şey olacağı kesindi, çünkü aileden gelen bir şeydi sonuçta. Tiyatrocu olmayı istiyordum. Ama daha sonra klasik baleye geçince dansçı olmaya karar verdim. Hep değişti bu fikir ama sonradan şarkıcılıkla dans bir arada olunca bu gurup kuruldu ve şimdi buradayız. Güzel yani.
Cemre: Zaten başından beri bunu istiyordum. Tabi klasik bale okuduğum için yani onda da sahne almak iyi ama, başından beri bunu istiyordum. Buraya geleceğimizi tahmin ediyor muyduk derseniz; biraz ukalalık olacak ama, ben ediyordum yani...
Tuba’ya teşekkürler. Muammer Çavuşoğlu demiş ki; Kıbrıs’a gelecekler mi?
H.G: Kıbrıs’a gideceğiz.
H.G: İyi ki sormuş... Kesinleşti 8’inde Kıbrıs’tayız. Cevabı çok kısa oldu bu sorunun ama… (gülüşmeler)
Gökhan Konaş demiş ki; başarılarında bayan ve güzel olmalarının payı onlara göre yüzde kaç?
H.G: Buna toplu cevap verelim isterseniz? Tek tek yüzde vermeyelim.
Eren: Bayan olmamız şu şekilde algılanabilir. Hani yalnızca bayan olduğumuz için değil ama, kız gurubu hani ilk defa bu şekilde bir şey yaptığı için ilgi çekmiş olabilir mesela. %30 olabilir. Bayan olmamız ve dört kişi olmamız bence %30 olabilir.
En son gittiğiniz film?
Yasemin: Eee ben gittim… (gülüşmeler) Dünyalar Savaşı’na gittim çok güzeldi.
Eren: Hatırlamıyorum. Neden hatırlamıyorum çünkü ben her gün birkaç film izliyorum. Yani sinema dışında da. Ne izlediğimi gerçekten hatırlamıyorum. Çok fazla film izliyorum. Hangisi en son film hiç hatırlamıyorum.
Cemre: Angelina Jolie ve Brad Pitt. Ms&Mr Simith.
Eren: Evet.
Gülçin: Hayatımın filmi diyemem.Zaten çok fazla film izlemeyi sevmiyorum. Eren gibi ilgim yok. Ama dans filmlerini izlemeyi daha çok seviyorum.
Cemre: Ya ben, şimdi pek film aklıma gelmedi düşün düşün… Genel olarak Angelina Jolie izlerim; çoğu filmini seviyorum ben. Hayatımın filmi... ımm... (gülüşmeler) Pek bir şey aklıma gelmiyor şu anda.
Yasemin: Benim biraz saçma gelecek insanlara ama Armagedon olabilir. Filmin son sahnesi beni çok etkilemişti. O olabilir.
En son okuduğunuz kitap?
Yasemin: Da Vinci Şifresi.
Gülçin: Ben de en son Da Vinci Şifresi’ni yarıda bıraktım. Sonlarına biraz gelmiştim bıraktım okumadım.
Neden yarıda bırakılıyor bu kitaplar?
Gülçin: Çünkü vakit yok.
Cemre: Zamanımız yok. Normalde ben çok fazla kitap yani yazın özellikle onlarca kitap okurum ama yani şey olmuyor böyle zaman….
Marka tutkunuz var mı?
Yasemin: Yok ama ayakkabıda önem veririm mesela öyle diyeyim.
Mesela en son ne aldın?
Yasemin: En son ne aldım ya ben? Dans ayakkabısı aldım en son. Nike’dan aldım. Hepimiz aldık. (gülüşmeler)
Eren: Marka takıntım yok ama orijinal şeyler giyinmekten hoşlanıyorum. Genelde herkesin üstünde olan moda gibi herkesin üstüne yapışmış giysileri sevmiyorum. Orijinal şeyleri daha çok seviyorum.
Gülçin: Marka takıntım yok ama sevdiğim bir stil var tabi. Her markanın bir çizgisi oluyor. Benim de sevdiğim bir çizgi var tabi ki. Adidas seviyorum ayakkabıda özellikle. Onun dışında böyle çok tercih ettiğim kesin budur dediğim bir şey yok.
Cemre: Benim marka takıntım belli bir marka yok. Bazı genel olarak beğendiğim markalar var onların çoğu ürününü beğeniyorum yani tam benlik diye. Ama genelde her şey değil; bazı ürünlerde gidip özel üretim olan şeyleri bulurum; bunun her bedeninden şu kadar var, onları özellikle alırım... severim öyle tek tük olan şeyleri.
Peki Bağdat Caddesi hakkında ne biliyorsunuz? Karşıda hiç yaşadınız mı? Gezip gördünüz mü?
Cemre: Anneannem oturuyor orada. Fakat şey, ben normalde Etiler’de oturduğum için Bağdat Caddesi’ni bilmiyorum, bana biraz karışık geliyor. (gülüşmeler)
Bağdat Caddesi mi karışık geliyor?
Cemre: Büyük yani orası, güzel ama... ne bileyim…
Yasemin: Benim okulum orada. Kadıköy’de. İstanbul Üniversitesi Konservatuarı. Orada okuyorum... vaktimiz olduğu zaman Moda’ya gidiyoruz yada Cadde’ye... Cadde’de tek bildiğim yer Şaşkınbakkal. (gülüşmeler) Başka da hiçbir yeri bilmiyorum. Birkaç yer biliyorum ama inanılmaz karışık geliyor sokakları bana. Bana diyorlar ki orada yaşayanlar, sizin taraf daha karışık. Aslında değil, oradaki sokaklar birbirlerine çok benziyor çünkü; çok karışık geliyor bana.
Cemre: Bağdat Caddesi derli toplu olması açısından çok güzel bence. Yani mesela bir mağazayı bulabilmek için Etiler’den Bebek’e iniyorsunuz falan... Bağdat Caddesi’nde hepsi var. Bütün alışveriş merkezlerindeki mağazaların hepsi var; o açıdan çok güzel, ama yine de çok iyi bilmediğim için karışık geliyor.
Eren: Benim de hayatım hep Avrupa yakasında geçti. Karşıda da bir tek Cadde’yi biliyorum ve arabayla karşı tarafta her zaman kaybolurum. Bir tek arabaya binip Cadde’ye gitmeyi biliyorum. Başka hiçbir şey bilmiyorum. Cadde çok rahat bir yer bence. Gittiğim zamanlarda her şey süper. Dümdüz bir cadde ve ben ara caddelerinin de çok rahat olduğunu düşünüyorum. Çünkü bence hepsi birbirine paralel ve mantıksal olarak karışık değil.
Ama bu kavramı duymuşsunuzdur en azından. Bağdat Caddesi’nden yaşayanlar hakkında edindiğiniz fikriniz var mı? Etiler insanlarına benziyorlar mı mesela?
Cemre: Mesela Bağdat Caddesi kızları için diyorum ki; ya bunların hepsi nasıl bu kadar bakımlı ve güzel olabilir? hepsi güzel! (gülüşmeler) Ne kadar kızın yanından geçiyorsam hepsi güzel, manken gibiler... Bağdat Caddesi’nin kızları güzel oluyor onu biliyorum.
Eren: Bir de şeyi biliyorum, araba olayını. Orada arabalarla hızlı giderlermiş, arabalarla gezerlermiş onları da biliyorum. (gülüşmeler) Bir de çok kalabalık oluyormuş haftasonu ve hava güzel olunca.
Cemre: Marks&Spencer’ın önünde toplanıyorlarmış dimi Yasemin? Buluşma noktası falan varmış onların. Arabayla gezen gruplar, mesela sahil tarafındaki Mc Donald’s ın orada toplanıyorlarmış öyle biliyorum. (gülüşmeler)
Yasemin: Ben şeyi hatırlıyorum Cadde ile ilgili... Birkaç sene önce orada bir mağazaya girmiştim. Daha küçüğüm. Avrupa tarafında öyle büyük katlı mağazalar yok henüz. Annemlerle beraber, böyle kat kat çıkılıyordu mağazaya ve çok da güzel kıyafetler vardı. Sonra ikinci girişimde öğrendim ki Zara diye bir yermiş. İlk Zara orada açılmıştı onu biliyorum...
Gülçin: Bakımlı insanlar olduklarını biliyorum, böyle diyeyim. (gülüşmeler)
Bu arada yaşlarınız kaç?
Gülçin: 20 yaşındayım 85 liyim.
Cemre: 20
Eren: 21
Yasemin:19
Mesela bugün makyajlarınızı siz mi yaptınız? Siz mi yaparsınız? Makyaj eğitimi aldınız mı?
Yasemin: Ben bugün kuaföre gitmedim. Kendi kendime yaptım her şeyi. Saçıma da fazla şey yapmıyorum artık... konserlere çıkarken bazen kendim yapıyorum, daha kolay ve daha pratik. Doğallıktan yana daha çok yakışıyor açıkçası bana kendi halinde bırakmak. Makyajımı da kendim yaptım. Bugün aslında Erenle biz gitmedik kuaföre üşendik. Biz kendimiz yaptık.
Eren: Makyaj eğitimi almadık. Ama artık suratımıza makyözler çok fazla makyaj yapa yapa kendimize en çok yakışanı yavaş yavaş bulmaya başladık. Bir de makyaj nasıl yapılır yavaş yavaş biz de. Ben de bugün kuaföre gitmedim. Zaten saçlarım normal, yani makyajı da kendim yaptım. Birde sürekli kuaföre gidip makyaj yaptırmak... hani gerek yok diye düşünüyorum.
Hepsi Röportajı 07.09.2006
SİHİRLİ HAYALLER:
YASEMİN
1-Savaşların tamamen bitmesini dilerdim
2-Bütün herkezin sağlıklı olmasını dilerdim
3-Ayrılıkların olmamasını dilerdim
GÜLÇİN
1-İstediğim herşeyi gerçekleştirebilmek için sihir yeteneği dilerdim
2-Aşk
3-Yalansız bir dünya
EREN
1-Orman yangınlarında yanan yerlerin bir anda yeşermesini sağlardım
2-Engelli insanların tekrar sağlıklarına kavuşmasını isterdim
3-Bir anda bütün sigaraların yok olmasını sağlardım.Bir tane bile kalmayacak şekilde...
CEMRE
1-Dünyadaki tüm saçma sapan savaşların
bitmesini ve her ülkenin birbirleriyle anlaşarak"BARIŞ" içinde yaşamasını isterdim
2-Bir daha hayata gelirsem Angelina Jolie olarak gelmek isterdim
3-Tüm sevdiklerimin ve dünyadaki insanların sağlıklı ve huzur içinde yaşamalarını isterdim...
bir roman kahramanı olsaydınız hangisi olurdunuz? eren:uzunlu çoraplı pippi
cemre:ben romanın yazarı olmak isterdim
yasemin:tatlı cadı gülçin:danielle steell'den ''star''
Herkes kendini bir mevsime benzetse kim ne olurdu ve hangi olumlu ve olumsuz özelliklerini alırdı o mevsimin
SİZ OLSAYDINIZ?:
GÜLÇİN:Ben sonbahar olurdum.Çünkü herhangi bir negatif etkide hemen kapatıyorum havamı!Bulutlarım geliyor ve arkasına saklanıyorum.Soğuk rüzgar esiyor.Ama genelde ılık bir insanımdır.Hep gülerim.
CEMRE:Yaz olurdumHerkesin kendini özgür hissettiği bir mevsim çünkü.
YASEMİN:Yaza benzetirim.Sıcak,serin,hareketli ve heyecanlı.Zaman zamanda kurak.
EREN:İlkbahar.Havalar güzeldir,ama her zaman değil.Arada yağmur yağmalıki ,toprak beslensin.
SİZCE NE?:
GO GIRL HEPSİ ye sormuş:
Bu sözcüklerin size neyi çağırıştırdığını söyler misiniz?
YOUTUBE:
Yasemin:Her şey var...
Gülçin:İntenet demek neredeyse...
Eren:Video.
Cemre:Hepsi fan'ları.
MP3:
Y:Korsan.
G:MP-3 Player.
E:Korsan.
C:Korsan.
MySpace:
Y:Arkadaşlarım.
G:Irving(Dansçılarımızdan biri; fotolarımızı koymuştu).
E:Kişi hakkında...
C:Kişisel reklam
FUTBOL:
Y:Futbol topu.
G:Kaçmalıyım.
E:Stadyum... Ve konserrrrr.
C:Erkekler.
ROCK:
Y:Şebnem Ferah ve güzel şarkı sözleri.
G:Elektro gitar.
E:İsyan.
C:Sert.
EVLİLİK:
Y:Risk.
G: Değişim.
E:Aile.
C:Çocuk.
ÖRÜMCEK:
Y:Spiderman.
G:Elde etmek.
E:Temizlik.
C:Ağ.
HEYGİRL ROPÖRTAJI:
SORULAR
1- İlk aşkınızı anlatır mısınız?
2- İlk kez kime “Seni Seviyorum” dediniz?
3- İlk öpüşmenizde ne hissetiniz?
4- Aşkla ilgili en büyük korkunuz nedir?
5- En uzun ve en kısa ilişkiniz ne kadar sürdü?
6- Sevgilinizden beklediğin en önemli şey nedir?
7- Sevgililer Günü hakkında neler düşünüyorsun?
Gülçin
En kısa ilişkim 3 ay
1- İlkokuldaydım, kime aşık olduğumu hatırlamıyorum ama. Ben çok utangaç biriyim, o yüzden bunu hiç belli etmiyordum.
2- Kime söylediğimi söyleyemem, ama çok rahat söylemiştim çünkü hislerim çok gerçekti. Gerçek olduğunda zorlanmıyor insan bunu söylerken.
3- Benim ki biraz maceralı anlatamam herhalde. Sıradan değildi, onu söyleyebilirim.
4- Çok aşık olup yerlerde sürünmek. Aslında deli gibi aşık olmayı çok istiyorum, ama karşılıklı olması koşuluyla.
5- En fazla 2,5 yıl, en kısa 3 ay sürdü.
6- Olgun ve dürüst olması… Çünkü hepsi çocuk bence.
7- Bu gün benim için hiçbir zaman özel olmadı ve yine hiçbir planım yok. Nedense, o gün geldiğinde ben hep tek başıma kalıyorum. Bir de hediye alma konusunda çok kötüyüm.
Oğuzhan Yıldız
1- İlk büyük aşkımı 2004 yılında yaşadım. Hatta oyuncu o da. 7 aylık bir ilişki yaşadık.
2- Ona dedim, ama biraz farklı söyledim: “Seni sapık gibi seviyorum” dedim.
3- Çok enteresandı. Beraber film izliyorduk. O beni öptü. Ben çok çekingen biriydim o zamanlar. 6 ay boyunca, hiç dokunmadım bile ona.
4- Tutarsızlık. Bir gün çok iyi davranan birinin, öbür gün ilişkiyi pat diye bitirmesi.
5- En uzun 8, en kısası 4 ay.
6- Bağlılık ve dürüstlük.
7- Çok önemsediğim bir gün değil aslında ama kızlar önemsiyor ve benim de önemsemem gerekiyor gibi hissediyorum.
Cemre
Hiç öpüşmedim
1- İlk kez aşık olduğumda lisedeydim. Acayip heyecanlanıyordum onu gördüğümde. Bana değişik bir şekilde “günaydın” dediğinde, “Kesin benden hoşlanıyor” diye düşünüyordum.
2- Bunu çok zor söylerim ve söyleyebilmem için çok zaman geçmesi gerekir. Evde salonda da olabilir, sokakta yürürken olabilir, ne zaman gerçekten hissediyorsam o zaman söylerim.
3- Hiç öpüşmedim. Çok merak ediyorum.
4- Aşkın bitmesi ve sevgilimin benden sıkılması, en büyük korkum sanırım.
5- Hiç ilişki yaşamadım nasıl bir şey olduğunu çok merak ediyorum.
6- Ne olursa olsun, açık konuşsun. Her şeyi söylesin.
7- İnanılmaz ticari buluyorum ve böyle bir gün olduğuna inanmıyorum. Anneler, Babalar günü daha anlamlı.
Cem Avnayim
1- Yuvadan beri aşık oluyorum, 6 yaşındaydım. Biraz fazla aşık oluyorum ben. İlk aşık olduğum kız çok güzel bir kızdı. Ben aşkı yemek yemek gibi bir ihtiyaç olarak gördüğüm için, bana çok doğal gelmişti her şey.
2- Bu tarz şeyler söylemem ben. Sevgimi gösteririm.
3- Çok zevkli ve çok keyifli bir şeydi, 14 yaşındaydım. Bağdat Caddesi’nin tam ortasında öpüşmüştük.
4- Aşkla ilgili korkum yok. Benim aldatılmak gibi bir korkum da yok çünkü eğer aldatılıyorsan, bu senin yüzündendir.
5- En uzun 11 ay sürdü. En kısa ilişkim 20 dakika sürmüştür.
6- Güven.
7- İlk Sevgililer Günümde kavga ettik. Çünkü işim uzadı ve ben buluşmaya geç gittim. O yüzden Sevgililer Günü hakkında pek iyi şeyler düşünmem.
Eren
Yalansız ilişki isterim
1- Bir tane sevgilim oldu benim bugüne kadar, o da dört sene sürdü. Bir arkadaş grubumuz vardı, o da o gruptaydı. 1,5 sene boyunca arkadaştık, ama sonra oyunlarla sevgili olduk.
2- Bir tek ona söyledim.
3- Heyecanlanmıştım, çok güzeldi. Bir de çok beğendiğim bir çocuktu ve tesadüfen o gün karşılaşmıştım o çocukla. Bu olaydan iki sene önce onu bir yerde görmüştüm ben ve inanamamıştım, ne kadar güzel çocuk diye.
4- Gerçekten çok seviyorsam ve o beni yalandan sevmişse, bunu öğrenmek beni çok korkutur çünkü ben gerçekten çok safça seviyorum.
5- Arkadaşlık süremizle birlikte 5,5 sene sürdü. Hálá da her gün konuşuruz başka da bir şey olmadı zaten.
6- Eğer beni seviyorsa gerçekten, hiç kimseden çekinmeden bana olan sevgisini göstersin isterim.
7- Güzel bir olay. Biz birbirimize küçük hediyeler alırdık, ama hiçbir zaman özel olarak bunu seremoni haline getirmedik.
Erman Burmalı
1- 19 yaşımdaydım. Daha öncekileri aşk zannediyormuşum, ama değilmiş. Çok güzeldi, sert bir kayaydı, çarpıldım. Hiç umursamadığım ve hiç aşık olabileceğimi düşünmediğim bir anda karşıma çıktı ve aşkın böyle bir şey olduğunu o gün anladım.
2- Çocukluğumda çok söylemişimdir, ama ilk söylediğimi hatırladığım kişi, yine aynı kişi. İlk anda nasıl söylediğimi hatırlamıyorum, sadece söyledikten sonra sürekli söylediğimi hatırlıyorum.
3- 11-12 yaşlarındaydım. Bana çok güzel gelmişti.
4- Herkes gibi aldatılmaktan ve “Seni çok seviyorum” deyip de arkadan bıçaklayanlardan korkarım. Göz göre göre aldatsın, ama gözümün içine bakıp bana aşkını ilan ediyorsa ve iki gün sonra gidiyorsa, bundan çok korkarım.
5- En uzunu 3 buçuk sene sürdü. En kısası da 3 gün.
6- Beni anlayan birisi olsun. Anlaşılabilmek çok önemli çünkü bazen ne yaparsan yap, anlaşılamıyorsun.
7- Sevgilim varsa yaparım, neden olmasın? O gün mutlaka, bir şeyler yapılır. Ama benim için çok önemli bir gün diyemem.
Yasemin
İlk 17 yaşında öpüştüm
1- İlkokuldaydım, ben dörde gidiyordum, o da beşe gidiyordu. Tolga’ydı adı. O da farkındaydı durumunun, çok tarz bir çocuktu. Giydiği kazağın kolları çok uzun olurdu ve uçları yırtık pırtık olurdu.
2- Herhalde 15 yaşındaydım, kime dediğimi hatırlıyorum, ama söylemeyeceğim. Onu görünce böyle kalbim deliler gibi atardı çok iyi hatırlıyorum.
3- 17 yaşındaydım. Yanımda Gülçin vardı. Çocuk benden iki yaş büyüktü. Bir şey hissetmemiştim aslında, “Ne bu ya?” olmuştum.
4- Aşk zaten korkutucu bir şey!
5- En kısa ilişki diye bir şey yok aslında çünkü o ilişki değil. Yazlıktaydık, biri vardı. Sonra benim arkadaşımın arkadaşı olduğunu öğrendik. Arkadaşlarım beni biraz etkiledi ve dene bu çocukla dediler. Bir hafta dayanabildim. En uzun ilişkim de iki sene sürdü.
6- Karşımdaki işime saygı duysun. Anlayış çok önemli. İşime saygı duymuyorsa benim hayatımda olamayacak demektir. Telefon açamadığımda, “Neredeydin sen?” diye bir ses duymak istemiyorum telefonda. İşime saygı ve anlayış o kadar:)
7- Sevgililer Günü hakkında bir şey düşünmüyorum çünkü sevgilim yok.
Yusuf Akgün
1- 17 yaşındaydım aşık oldum. Hálá beraberiz.
2- Ona… Lisede tanıştık, önce arkadaştık, sonra bir baktık sevgili olmuşuz.
3- Yorum yok…
4- Aşksız kalmaktan korkarım.
5- En uzun 6 sene, en kısa 6 sene.
6- Huzur.
7- Uzun zamandır beraberiz biz. Çiçekli balonlu kutlamalardan tutun da pırlantalı hediyelere kadar vardırdık olayı. Ama artık Sevgililer Günü bana daha çok ticari bir kavram olarak geliyor. İnsan sevgilisine sevgisini sunmak için tek bir günü beklememeli bence.